Mesaj Sayısı : 846 Yaş : 37 Nerden : bursa İş/Hobiler : elektronik Ruh Hali : Takım : Kayıt tarihi : 06/09/08
Konu: fıkralar... Ptsi Eyl. 08, 2008 12:25 am
Afrodit eski model chevrolet marka otomobilini satmaya karar verir. Enyakın dostuna bu fikrini söyler. Yakın dostu Banu Alkana;- ''Banucuğum senin araban 200 bin kilometrede çok eskimiş kimse almaz'' demiş. Üzülen banu alkan ne yapacağım diye dostuna danışmış. Dostuda;- ''benim tanıdığım bir usta var git ona kilometreyi düşürsün''.banu alkan tamirhaneye gider. usta kilometreyi 10 bine düsürür. aradan bir hafta geçer. Arkadaşı banu alkana;- ''ne oldu hallettin'mi sattınmı'' demiş. banu alkanda;- ''yok ya vazgeçtim arabam daha 10 bin kilometrede satarmıyım hiç'' demiş...
New York`tan Los Angeles`e giden ucakta cingoz bir avukat, ile sarisin aptal gorunuslu bir hanim yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanimla yakinlasmak hem de hosca vakit gecirmek icin bir oyun teklif ediyor. Kabul gorunce oyunu anlatiyor: Size bir soru soracagim, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksiniz bilemezsem ben size 50 dolar verecegim. Ve ilk soruyu soruyor: -Ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir? Kadin tek soz soylemeden cantasindan 5 dolar cikarip adama uzatmis. Soru sorma sirasi sarisina gelmis: -Tepeye 3 ayakla tirmanip 4 ayakla asagi inen sey nedir? Adam dakikalarca dusunmus... Yaniti bulamamis... Cuzdanindan 50 dolar cikarip kadina uzatmis. Kadin parayi kibarca alip cantasina koyarken avukat merakla sormus: -Cevap ne? Kadin tek kelime etmeden cantasini acmis ve 5 dolar cikarip adama uzatmis.
Soğuk ve karlı bir günde bir işadamıyla sarışın sekreteri yollarını kaybetmişler ve bir ormanda kaybolmuşlar. Bir süre sonrada arabaları bozulmuş ve arabayı terketmek zorunda kalmışlar. Zor ve uzun bir yürüyüşten sonra ormanın içinde bir kulübe bulmuşler ve kendilerini hemen bu kulübenin içine atmışlar. Kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürüde battaniye olduğunu görürmüşler. Adam bir centilmen olarak sekretere onun yatakta yatabileceğini söylemiş ve kendide uyku tulumu alıp yere yatmış. Adam yattıktan birkaç dakika sonra sarışından bir ses gelmiş, - Efendim, ben çok üşüyorum. Adam tulumun fermuarını açmış ve kalkıp sarışına bir battaniye vermiş ve sonra yine yatmış. Tam uyumak üzereyken sarışın yine, - Efendim, ben hala çok üşüyorum! demiş. Adam yine fermuarını açmış, kalkmış ve sarışına bir battaniye daha vermiş. Sonra aynı sakinlikle uyku tulumunun içine girip, fermuarı çekmiş. Tam uykuya dalacağı sırada sarışın yine, - Efendim, ama ben çooooook üşüyorum. demiş. Adam sarışına dönüp, - Burası ıssız bir yer. Ne olduğunu kimse görmez. İstiyorsan bir geceliğine karı-koca gibi davranabiliriz. demiş. Sarışın cilvelenerek, - Tabii efendim siz nasıl isterseniz. demiş. Bunun üzerine adam avazı çıktığı kadar bağırmış, - Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!!!!!".